Bitmiştir işte,karanlıkta olsa,çaresilizliği de yaşasan,zararda versen bir kaç eşyaya,incitsende elini koluna sağa sola vura vura,aradığını buldun ya,bitti bütün karmaşa,çık hadi aydınlığa.....
Yaz günü,öğle vakti,tam da güneşin en tepedeki hali,birden atarsan kendini dışarı,gözlerin kamaşır,güneş göz bebeğinden girer de beyninde flaşlar çaktırır,yine bir anda perde iner gözüne,ya takarsın gözlüğünü yada siper edersin elini kendine ama işte herşey düşmeden yürümek için değil mi hemşire:))
Hayatta böyle birşey işte,2 şeyle sınanorsın şu fani dünyada,
Birincisi,sağlığın yerindeyken,kesen doluyken,işin gücün tıkırındayken,keyfin gıcırken ne yaptın bir sor kendine?üzdün mü birilerini yoksa sevindirdin mi fakiri,yetimi? Bağırıp çağırdın mı sağa sola,yoksa tebessüm mü etsin gelen geçene tanıdık olmasa da?
İkincisi,gidince sağlık elden,para cepten,dost meclisten ne yapacaksın şimdi bakalım,beddua almadın korkma,sınanıyorsun sadece yoklukla.
İstan ettin mi halinden?evdeki huzurun yerindeyken? Gıybet ettin mi dostun hakkında o senin kötü gününde yanındayken?
Özetle demek istediğim şu ki;insanoğlu bir "var" la bir de "yok" la sınanır,önemli olan bunu bilip ona göre davranmaktır.
Benden size tavsiye;
Kul hakkına asla dokunma.
"Düştüm,el ver"diyene birde sen vurma.
Ayağına taş değdi mi önce kalbini yokla.
Sakın "ben en tepedeyim"diye övünme.
O tepeden çok düşen oldu,güldürme kendine.
Son sözüm,"acıma,düşersin acınacak hale"diyenlere,
Allah,hiç kimseyi acınacak haldekine sırt dönecek,el uzatmayacak kadar kalbi nasırlılardan etmesin diyor,huzurlarınızdan çekiliyorum efenim:))
Aminnnnn
YanıtlaSil