emzirmek her şartta güzel..

5 Ekim 2014 Pazar

Emzirmek beyinde başlıyor, lütfen rahat olun..


Arka arkaya iki kere lohusalık yaşamış bir anne olarak, şunu söyleyebilirim ki; lohusalık geçici fakat anne hassasiyeti kalıcı bir durum:) 

Lohusayken, anne ruhuna en iyi gelen, en çok mutlu eden şey , bana göre emzirmek...

Yenidoğan bebeğini doyurabilme hissi, dünyada eşi benzeri olmayan o kokuyu içine çeke çeke saatlerce dursan bile yetmez.. Bebeğine yetebilmek muhteşem bir duygu.. Tabii yeterli sütün varsa..

Ben her iki durumu da yaşamış bir anneyim.. Ada'da ilk üç ay yetecek kadar sütüm varken, 3 aydan sonra süt vardı ancak ada'ya yetmiyordu...

Ne yaparsam yapayım,ne kadar yemek yersen yiyeyim,ne kadar emrirsem ya da sağarsam sağayım artmıyordu, günün yarısına kadar sütüm yetiyor diğer yarısı ise maalesef ada ve benim için çok sancılı geçiyordu..

"Sütün mü yetmiyor?" " acaba bebek aç mı?" " biraz yeşillik ye!" Off neler neler duydum o dönem... Her yorum sanki beni daha da dibe çekiyordu..

Yine de 9 aya kadar ada'ya süt verdim tabii başta da dediğim gibi müthiş bir yetememezlik hissi ile..

Ne zaman ki aras doğdu ve benim ikiz bebekleri bile doyuracak kadar,buzluk dolduracak kadar  sütüm oldu, anladım ki süt aslında yediklerimden,içtiklerimden ziyade- tabii ki onlarda etkili- benim ruh halim ile ilgiliymiş..

Çünkü aras doğmadan önce kendime bir söz verdim, sütüm yetsin yetmesin,2 bebeği olan bir anne olarak bunu hiç takmayacaktım ve tüm enerjimi bebeklerime yetmeye adayacaktım...

Tam da bu noktada benim inanılmaz sütüm oldu... Yani neymiş sevgili yenidoğan anneleri, aslında herşey beyinde başlıyor ve beyinde bitiyor, siz emzirmeyi dileyin ve rahat olun...bol bol emzirin çünkü bebeğiniz emdikçe sütünüz artacak..

Tabii bu arada her iki bebeğini arka arkaya doğurmuş ve bilgileri taze bir anne olarak, ada ve aras'ta vazgeçmeden kullandığım ve çok memnun olduğum emzirme ile ile alakalı ürünleri sizinle paylaşmak istedim..

Hepsinden gerçekten çok memnun kaldım ve gözüm kapalı öneririm...

Evdeyken önce hastane tipi süt sağma makinası kiraladım..

Dışarı çıktığımda ise 2.5-3 saatte bir lansinoh manuel süt sağma pompası ile sütümü sağdım.


Aras'ta söylediğiğim gibi inanılmaz sütüm vardı ve sağdığım sütleri lansinoh buzluk poşetleri ile sakladım,cidden pratik bir ürün.. (Vakti kıymetli anneler için üzerine tarih ve sağdığım süt cc sini yazmanız yeterli)


Tabii ki yeni emzirmeye başlayan annenin gögüs acısını bir tek yaşayan bilir ve o dönemde kullandığım tek krem, lansinoh lanolin krem oldu, ayrıca e vitamini içerikli olduğu için, bebeğinizin krem göğsünüzde iken  emmesinde hiç bir mahsuriyet yok..

Lansinoh 'un göğüs pedleride çok yumuşak ve içeriği kremli,sütünüz aksa da şişme veya koku yapmıyor,diğer bir kaç markayı da denedim ve yine gözüm kapalı bu ürünü öneririm.


Bebeğiniz ile bol sütlü ve mutlu günleriniz olması dileğiyle...

29 Eylül 2014 Pazartesi

Emzirme haftası ve veriler..



Arka arkaya 2 bebek emzirmiş bir anne olarak,emzirmekte,emzirme haftası da benim için çok değerli ve emzirme ile ilgili taze anılarımdaki baş köşeyi Lansinoh süsler.. 


Araştırmalar gösteriyor ki emzirmek,kadından kadına, toplumdan topluma farklı anlamlar taşıyor..

1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan Emzirme Haftası’na özel araştırma sonuçlarını açıklayan Lansinoh, bu araştırmayla günümüz annelerinin emzirme alışkanlarını ve emzirmeye yönelik tutumlarını gözler önüne serdi.


Dünya Genelindeki Annelerin 

Farklı Emzirme Deneyimleri ve Yaklaşımları


Emzirme ürünleri grubunda 30 yıldır emziren annelerin en güvendiği marka Lansinoh tarafından yayınlanan uluslararası “Emzirme Araştırması 2014”ilginç veriler ortaya koyuyor. 

İngiltere, Amerika, Brezilya, Çin, Fransa, Almanya, Macaristan, Meksika ve Türkiye olmak üzere 9 ülkede, 18-40 yaş arasında, bebeği 2 yaşının altında olan 13 bini aşkın anne ve hamilelerin katıldığı araştırma sonuçları, dünya genelindeki farklılıkları ortaya koyarken, bir yandan da emzirmenin evrensel bir deneyim olduğunu gösteriyor.



Anneler, "bebekleri daha sağlıklı olsun diye" emzirmeyi seçiyor

Lansinoh tarafından yapılan araştırmada, annelere neden emzirmeyi seçtikleri sorulduğunda, araştırmaya katılan tüm ülkelerde, annelerin büyük bir çoğunluğu "bebeğimin sağlığı için" yanıtını verdi.

Bebeklerinin sağlığı için emzirmeyi seçen annelerin oranı en yüksek Brezilya'da yüzde 91, en düşük Fransa'da yüzde 76. Türkiye'de ise bebeğimin sağlığı için emziriyorum diyen annelerin oranı yüzde 89.

Araştırma yapılan tüm ülkelerde annelerin çok büyük bir bölümü kendileri emzirmiş olsalar da olmasalar da "emzirmek bir bebeği beslemenin en doğru yoludur" diyor. Türkiye'de bu oran yüzde 96,8.





Annelerin ideal emzirme süreleri ve bu hedefleri gerçekleştirme oranları ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor ancak Türkiye bir istisna!

Lansinoh'un araştırmasına göre; yedi ülkedeki (Brezilya, Çin, Almanya, Macaristan, Meksika, İngiltere ve ABD) annelerin büyük oranı ideal emzirme süresinin 6-12 ay olduğunu belirtiyor. Fakat sadece Çin'de anneler bu hedeflerini yüksek oranda gerçekleştirebiliyor. 

Fransa'da ise hem hedeflenen emzirme süresi oldukça kısa 3-6 ay, hem de bu hedefi gerçekleştirebilen annelerin oranı sadece yüzde 31.

Türkiye ise bu konuda bir istisna. Annelerin yüzde 53'nün hedeflediği emzirme süresi 12-24 ay ve yüzde 43 oranında bu hedef gerçekleşiyor. (Dünya Sağlık Örgütü ilk altı ay sadece anne sütü, sonrasında da ek gıdalarla birlikte 2 yaşına kadar anne sütü verilmesini öneriyor.)


Tüm dünyada annelerin ortak sorunu "gece emzirmek için uyanmak" 

Araştırmaya katılan dokuz ülkede de; "gece emzirmek için uyanmak", emzirme zorlukları konusunda verilen en yaygın üç cevap arasında yer alıyor. Türkiye'de emziren annelerin yüzde 37,7’si bunun kendileri için en büyük zorluk olduğu görüşünde. Türkiye'deki emzirme zorluğu konusundaki en yaygın cevaplar ve oranlar ise şu şekilde: Toplum içinde emzirmek zorunda kalmak (yüzde 30,5) , emzirmeye bağlı yaşanan ağrılar (yüzde 30,2).


Alman anneler hariç tüm yeni annelerin kabul ettiği gerçek: Suçluluk duygusu

Lansinoh’un emzirme araştırmasında, annelere "bebeğinizi emziremeseydiniz kendinizi suçlu hisseder miydiniz?" sorusuna 9 ülkenin 8'inden çok yüksek oranda "evet" cevabı geldi. Sadece Almanya'daki anneler yüzde 61 oranıyla "hayır" dedi. Türkiye'de ise "Emziremeseydim kendimi suçlu hissederdim" diyen annelerin oranı yüzde 91.


Toplum içinde emzirmek  en çok Türkiye’de "yanlış" bulunuyor

Araştırmaya göre; Çin ve Fransa, toplum içinde emzirmeyi en yüksek oranda "utandırıcı" bulan ülkeler. Diğer yandan; İngiltere, ABD ve Brezilya'daki annelerin büyük çoğunluğu toplum içinde emzirmenin "tamamen doğal" olduğunu düşünüyor.

Toplum içinde emzirmenin en yüksek oranda "yanlış" olduğunu belirten ülke ise Türkiye (yüzde 20).

Türkiye’de toplum içinde emzirmeyi "utandırıcı" bulanların oranı yüzde 17; "yanlış" bulanların oranı ise yüzde 20 olarak karşımıza çıkıyor. Toplum içinde emzirmeyi "tamamen doğal" bulanların oranı yüzde 38 iken, Türk annelerinin yüzde 25’i toplum içinde emzirmeyi "kaçınılmaz" buluyor.




Çalışmak Emzirmeyi Erken Dönemde Sonlandırmak Anlamına Gelmiyor

Emzirme ürünleri gurubunda 30 yıldır emziren annelerin en güvendiği marka Lansinoh tarafından, “Lansinoh Emzirme Araştırması 2014”gerçekleştirildi. 

Türkiye’de doğum izni, öncesi ve sonrası olmak üzere toplam 16 hafta. Bu da annelerin bebeği henüz 2 aylıkken işe geri dönmek zorunda olması demek. Buna karşılık Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü bebeklerin ilk altı ay sadece anne sütü ile beslenmesini öneriyor.


Artık Türkiye'de çalışmak emzirmeyi erken dönemde sonlandırmak anlamına gelmiyor.

Lansinoh'un yaptığı araştırmada annelere "sizce ideal emzirme süresi nedir?" sorusu yöneltildi. Türk anneleri yüzde 53 oranında 12-24 ay emzirmeyi hedefliyor. Çalışan annelerin ise yüzde 47'sinin bu süreyi hedeflediği ortaya çıktı. Buna karşılık 12-24 ay arası emzirmeyi başarabilmiş annlerin oranı yüzde 42,6, çalışan annelerin özelinde ise bu oran yüzde 43. 



Çalışan ve emziren annelerin yarısı günlük bir buçuk saatlik süt iznini rahatça kullanamıyor ya da kullanamayacağını düşünüyor.

Yapılan araştırmada çalışan annelere "Doğum izninizden sonra işe başladığınızda, günlük 1,5 saatlik süt izninizi bebeğiniz bir yaşına gelene kadar rahatça kullanabildiniz mi ya da kullanabileceğinizi düşünüyor musunuz?" sorusuna "evet" diyen annelerin oranı sadece %49. 

Buna karşılık yöneticimin emzirmeye karşı tutumundan dolayı süt iznimi kullanamıyorum diyen annelerin oranı yüzde 21. Servisle ulaşım sağladığım için süt iznimi kullanamıyorum diyen annelerin oranı 20. İşimin yoğunluğundan dolayı emzirme iznimi kullanamıyorum diyen annelerin oranı ise yüzde 10.


İş yerlerinde anne sütü sağma koşulları

Lansinoh'un sunduğu araştırmada "İşyerinizde anne sütünün sağılması ve uygun koşullarda saklanması için uygun ortam sağlanıyor mu?" sorusuna çalışan annelerin %73'ü "evet" cevabını verdi. Bunun yanında çalışan annelerin yüzde 85'i bir göğüs pompası kullanıyor ya da kullanmayı planlıyor.


"Türkiye'de çalışan anneler uzun çalışma saatleri, yöneticilerin yaklaşımları, trafik gibi birçok zorlukla karşılaşıyor. Buna rağmen bebeklerinin sağlığı söz konusu olduğunda tüm zorlukları aşarak bebeklerini uzun süre emzirmeyi başaran çalışan anne sayısı artık oldukça yüksek. Anne sütünün devamını sağlayan göğüs pompaları ve süt saklama poşetleri gibi ürünlerin yardımı ve işverenin, yöneticinin emzirme konusundaki tutumu, çalışan annelerin emzirme süresini belirleyici en önemli iki unsur olarak karşımıza çıkıyor." - Lansinoh Türkiye Tüketici Kanalı Pazarlama Müdürü



Araştırmaya katılan ülkedeki annelerin ve anne adaylarının büyük çoğunluğu göğüs pompası kullanıyor ya da kullanmayı düşünüyor

Lansinoh'un emzirme araştırmasına göre;  Türkiye'de bu oran yüzde 72,6. Göğüs pompası kullanan ya da kullanmayı düşünen annelerin oranı yüzde 85 ile Çin'de en yüksek, yüzde 65 ile Fransa'da ise en düşük.


"Lansinoh’un gerçekleştirdiği bu araştırma dünya genelinde emzirmeyle ilgili farklılıkları gözler önüne sererken, bir yandan da emzirmenin evrensel ve benzer bir deneyim olduğunu gösteriyor. Tüm ülkelerde annelerin daha uzun süre emzirmeleri için birçok kamu politikası yürütülüyor. Bu araştırma ise hayatlarının tam da emzirme döneminde olan annelerin gözünden, emzirmeye bakışı ve emzirme yaklaşımlarını ortaya koyuyor." -Lansinoh Türkiye Tüketici Kanalı Pazarlama Müdürü Derya İşçioğlu 



Lansinoh’un her yıl emzirme haftasında dünya genelinde anneler ile yaptığı araştırmadan bu yıl yine hem dünyadan hem ülkemizden ilginç veriler çıktı...


Annelik yaklaşımı açısından Türk annelerin yüzde 48'inin kendisine en yakın hissettiği ve en güvendiği anne Gülben Ergen olurken, araştırmaya katılan tüm ülkelerin toplamında Amerika, İngiltere, Almanya, Türkiye, Fransa, Çin, Meksika, Macaristan ve Brezilya ise dünyaca ünlü Hollywood yıldızı Angelina Jolie ilk sırada yer alıyor.


Türkiye genelinde 18-40 yaş arasında, bebeği 2 yaşının altında olan anneler ile anne adaylarının katıldığı araştırma yeni anneler için Gülben Ergen kendilerine en yakın hissettikleri ünlü isim.


Yaptığı başarılı işler nedeniyle gerek magazin gerekse iş dünyasında adı övgüyle anılan Gülben Ergen’in annelerden bu güveni almasının nedeni muhakkak hem kendi çocuklarına hem de ülkemizin tüm çocuklarına gösterdiği ilgi. 


Bakın Lansinoh Emzirme Araştırması 2014 sonuçlarına göre ülkemiz ne durumda? 


Ve neden Gülben Ergen gibi ünlü annelerin bu konuyu gündeme getirmesine ihtiyaç var...


 Ünlülere büyük görev düşüyor!


Annelere "Daha fazla ünlü anne bebeğini toplum içerisinde emzirirse, kendinizi toplum içinde emzirme konusunda daha rahat ve güzende hisseder misiniz?" sorusu sorulduğunda, anneler yüzde 54 oranında evet dedi. Çünkü ünlülerin toplum içinde emzirerek bu konuya olan baskıyı azaltmada etkin olacaklarına inanıyorlar.



Lansinoh hakkında:

Emzirme ürünleri grubunda dünya lideri olan Lansinoh, bebeklerin daha uzun süre anne sütü ile beslenmesi için çalışıyor. Bundan tam 30 yıl önce Amerika'da emziren bir annenin hiç bir yerde bulamadığı saf lanolin içerikli meme ucu kremini yaratması ile başlayan Lansinoh firması, bugün 60'a yakın ülkede faaliyet göstermektedir.

Annelerin bebeklerini daha uzun süre emzirebilmeleri için, birçok ürün geliştiren markanın ürün portföyünde; dünyanın en saf ve en güvenli meme ucu kremi HPA® Lanolin, göğüs pompaları, göğüs pedleri, süt saklama poşet ve şişeleri, göğüs ucu çıkarıcı, sıcak soğuk göğüs terapi pedleri ve temizleme mendili gibi ürünler bulunmaktadır.




23 Eylül 2014 Salı

Katkısız sevgi..

Her hali başka güzel.... 

Bazen tavsiyede bulunmak, bazen akıl danışmak,sığınmak, paylaşmak,çoğalmak ve hep katkısız sevgiyle yaşamak...

İşte bu kavramların hepsi tek bir çatı altında toplanıyor ; aile olmak..

Başta da dedim ya; aile olmanın, her hali başka güzel, dost olursun, kardeş olursun, yeri gelir kanat gerer anne- baba olursun...

Katkısız yaşarsın "bir" olmayı, birlikte olmayı  aile çatısı altında...

Ne yazık ki, artık pek çok kavram destek istiyor arkasına...dostluk, arkadaşlık çoğu zaman karşındakinin AİLESİNDE ne gördüğüyle alakalı olarak ya çok güçlü oluyor ya da en ufak sarsıntıda yıkılıyor..

Ve işte nihayet her şey sana yani aynadaki yansıman olan ailene bağlanıyor..birbirine destek olan,elleri sımsıkı kenetlenmiş, birbirinden güç alan insanlar aileyi var ediyorlar..


Katkısız sevgi,benim için her anlamda ailedir,ister anne ol,ister abla, ister evlat..

Elimizi tutan,sırtımızı dayatabileceğimiz,gözümüz arkada kalmadan herşeyimizi emanet edeceğimiz ve katkısız sevebileceğimiz , ailelerimizin hep hayatımızda var olması dileğiyle...


10 Eylül 2014 Çarşamba

0-6 yaş okul öncesi eğitimin önemi..



Ve o büyük gün geldi çattı, ada anaokulu ile tanıştı:) 

Evet geçen sene kısa süreli anaokulu deneyimimizden sonra, bu sene umarım daha uzun vadeli ve istikrarlı bir yıl olacak bizim için.. 

Ada , geçen sene ciddi rahatsızlıklardan dolayı okula devam edemedi ama aklında, bazen anılarında hep okul ve okullu olmak vardı..

Bu sene başladık çok şükür... Bir kaç okul ile görüşmemizden sonra ada'nın daha oyun- eğitim karışık, büyük bahçeli, dostlardan referanslı bir okula gitmesine karar verdik ve işte okulumuzla böylece tanıştık..

Biz karar verdik, diyorum ama aslında ada karar verdi, okulu 2 kere gezmeye, incelemeye  gittik ve her defasında ada, orada kalmak istedi.. 


Ve büyük gün...  Pazartesi, oryantasyon dönemi ile başladık okula, bu okulun oryantasyon  dönemi pek alışılageldik biçimde değil - en azından benim çevremden duyduğum bu değildi- önce ada ve öğretmeni arasında bağ kurulması için Ada hergün 1 saat sadece öğretmeni ile vakit geçiriyor..

Birlikte oyun oynuyorlar, resim yapıyorlar ve bu bir hafta zarfında ,öğretmeni ile geçirdiği süre her gün 1 saat daha artıyor..

Ada'nın yeni hayatını, yani anaokulunu, daha sonra anlatacağım ama anaokulunun daha doğrusu 0-6 yaş okul öncesi eğitimi ile ilgili H.M Kliniği ' nden Uzm. Pedagog Nevin Ekşi'nin  verdiği bilgileri buradan da paylaşmak istedim..

http://katkisizsevgi.com/okul-oncesi-egitim-hakkinda-temel-bilgiler/ Ayrıca sizde www.katkısızsevgi.com  'dan "Çocuğum ve Ben" kategorisinden Okul Öncesi ile ilgili çok faydalı bilgilere uşalabilirsiniz.


Okul öncesi eğitimin faydaları saymakla bitmez gerçekten , özellikle çocuklarımın özgüvenli ve başkaları ile sağlıklı iletişim kurabilen, bireysel sosyal hayatları olan çocuklar olarak yetişmeleri, anaokulunda oyun ve motor gelişimini yeterince sağlamaları ,  böylece ileriki eğitim hayatlarına kolay adapte olmaları açısından iyi bir seçim yaptığımıza inanıyorum:)


Sonuna kadar mutlu devam etmesi dileğiyle....
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...


Special design for Ada ve Aras ile Hayat by GeCe